Pek çoğumuz olmadığını iddia etse de batıl inançlar hepimizin derinlerinde bir yerlerde durur. Kendilerini tetikleyecek, ortaya çıkmalarını sağlayacak anı beklerler. O anların sıkça yaşandığı zamanlar ise; düğünlerdir. Ben öyle şeylere inanmam diye ortalıkta gezinen arkadaşlarınızı gelin ayakkabınızın altına isim yazacakları yer için kavga ederken görürseniz şaşırmayın. Mum yakıp dilek dilediği için annesiyle alay eden damadı düğünden önce ortalıklarda göremezseniz bilin ki gelinle karşılaşmamak için köşe bucak kaçıyordur.
Belirsizlikten kaçınma seviyesi oldukça yüksek olan bir toplum olarak hurafelere inanmamız şaşılacak bir durum değil doğrusu. Peki ya diğer toplumlar? Onların da bizim gibi böyle düğün zamanı ortaya çıkan, insanı yapsa bir dert yapmasa bin derde sokan batıl inançları var mıdır merak ettik ve farklı ülkelerdeki düğünleri inceledik. İnanın bu konuda yalnız değiliz.
Pek çok Amerikan gelin evlenirken bir eski, bir yeni, bir emanet bir de mavi bir şey elinde tutar. Daha muhtemel olarak ise, kilisede iyi şans getirdiğine inandıkları ya bir tutam çalı bulundururlar(bunu İngiliz gelinler de yapar) ya da ayakkabılarına bir bozukluk sıkıştırırlar.
Fin gelinler tutkulu bir evliliği şansa bırakmazlar. Aşklarının birliktelikleri boyunca canlı olacağından emin olmalıdırlar, bu yüzden mihrabın en tepesinde yanan bir kibrit çöpü bulundurmalarıyla bilinirler.
Çin düğünlerinde zamanlama her her şeydir. İyi bir başlangıç yapmak için çiftler bir papazdan, bir falcıdan veya özel bir takvim hesaplamasından en şanslı düğün gününü öğrenirler. Bu günün belirlenmesinde gelin ve damadın doğumgünlerini de kapsayan pek çok etken rol alır. Çin düğünleri tam saatler yerine buçuklu saatlerde başlar. Bu da birlikteliklerinin saatin yükselişte olduğu zamanda başlamasının iyi şans getireceğine olan inançlarına dayanır.
Meksikalı gelinler evlenirken beyaz giyinmelerine rağmen üzerlerinde öne çıkan bir renk olmasına dikkat ederler. Bunun için de gelinliğin altına giyecekleri iç çamaşırlarına, yemek bereketi için sarı, parasal şans için mavi ve tutkulu bir birlikteliği çağırmak için kırmızı olmak üzere üç adet kurdele dikerler.
Hint gelinler düğünden üç gün önce ellerine özenle seçilmiş motiflerle kına yakarlar. Motif detaylarına düğün gecesi bulması için damadın isminin baş harfleri gizlenir. Eğer damat isminin baş harfini bulabilirse şanslı bir birliktelik olacağı anlamına gelir; eğer bulamazsa damat geline bir hediye verir.
İrlandalı gelinler, çan seslerinin şeytani ruhları uzak tuttuğuna inandıkları için gelin buketlerine minik çanlar yerleştirirler.
İtalyan çiftler düğünlerinde bir vazo veya cam herhangi bir şey kırmalarıyla bilinirler. Bu inanca göre kırdıkları cisim kaç parçaya ayrılırsa çift o kadar yıl mutlu bir evlilik geçirecektir.
İsveç düğünlerinde gelinin ailesi geline seremoniden önce bir hediye vermelidir. Genellikle gelinin annesi gelinin sağ ayakkabısına altın para, babası ise sol ayakkabısına gümüş para koyar. Bunun, kızlarını evliliği boyunca maddi sıkıntıdan koruyacağına inanırlar.
Çek gelinler düğünden bir gün önce evlerinin yakınına bir ağaç fidanı dikip renkli ve fildişi kurdelelerle fidanı süslerler. Bu inanış gelinin ağacın yaşadığı kadar yaşayacağını söyler.
Emin olalım ki dünyanın daha birçok yerinde bilmediğimiz ve duyunca bizi hayrete düşürecek birçok batıl inanış vardır. Herkesin inancı kendine tabi ki ama farklı uygulamaları kendi düğünlerimizde denemek eğlenceli olabilir.
Ne de olsa şans evrensel bir enerjidir!
