Paris: Bir Avrupa Rüyası

Amerika’ ya gelince anladım ki ben daha çok avrupa insanıyım. Tarihe, edebiyata, sanata olan hevesimden dolayı sanırım bu. Amerika bana daha pop daha Türkiye gibi geliyor. Şu an ki düşüncelerime de pek güvenmediğimi belirtmeliyim tabi ki bir yandan da. Henüz geldiğim bu şehre haksızlık ettiğimi de düşünmüyorum bazen. Birçoğunun söylediği gibi “New York is New York”.

 

 

Bugün size Erasmus gezilerimden Paris’ i anlatacağım. Açıkçası Paris’ e ilk görüşte aşık olanlardan değilim ben. Bütün gezim boyunca burun kıvırıp İstanbul’un daha güzel olduğunu iddia edip durmuştum hatırlıyorum da. Şimdi fotoğraflara baktıkça hatırlıyorum nasıl kendine has güzellikte bir şehir olduğunu.

Bir kere Paris, daha sokaklarında gezerken ruhunu ele veriyor. Düzenli ve sakin sokaklar, tarih kokan binalar, anıtlar, meydanlar… Bastil meydanından geçerken sanki karşınıza çıkıverecek; Jan Valjean ya da Cosette süslü eteğini sürüyerek Arnavut taşlı sokakların birinden.

 

 

Bizim gibi kış ortasında gidiyorsanız havaya dikkat. Paris’ te geceler soğuk ama dingindi. Sokaklar bir o kadar tenha ama tanıdık bir film karesinden. Eiffel’e çıkıyor sanki her başınızı soktuğunuz sokak. Ya da bizim gönlümüz Eiffel’i istiyordu durmadan. Daha hostele geldiğimiz ilk gece kalktık Eiffel’in yolunu tuttuk. Gecenin rengi üşütürken Eiffel’in âşıklara özel yapıldığını düşündüğüm rengi içinizi mutlulıkla ısıtıveriyor. Merak ediyorum da dünyaya üzerinde başka bir metal yığını var mıdır ki insanı böyle etkilesin ihtişamıyla? Ah bir de sevgilinin koynu olacaktı bu ışık huzmeleri seyrederken. (Şiddetle tavsiye edilir.)

Fransa, Paris, Fransızca, şarap ya da peynir ne derseniz bana Fransızlara özgü ilk aklıma gelecek olan şeylerden biri de Sefiller romanı ve bayıldığım romancı Victor Hugo olacaktır. Elimizdeki haritada Mansion de Victor Hugo yazısını görmem yetti. Sürükledim arkadaşımı da hemen. Ev çok güzeldi ve artık müze olarak kullanılıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Bastille Meydanına yakın bir yerdeydi müze. Ve yine bir ara bizi gezdiren Türk dostlarımızın dediğine göre bu meydanda başlamış halkın ilk, ihtilal toplanmaları.

 

Devam edecek…

Betül K. Yıldız

Betül Yıldız Marmara İşletme' den 2009 yılında mezun olduktan sonra kendini sosyal medya yardımıyla internet sektöründe buldu. O gün bugündür dijital dünyanın bir parçası olmaktan mutlu mesut yaşamakta. İstanbul' a olan aşkından dolayı çok gezer, hele cumartesi geceleri evine girmezdi. Şimdi New York'ta ne yapmaktadır bilinmemekle birlikte portalımızın joker elemanı olmayı kendine görev edindiği için sevgimizi ilk günden kazanmış durumda. Sıradaki istek parçayı çalması için ona [email protected] ' dan ulaşabilirsiniz. Google+

1 Comment

Leave a Reply