Bir hikâye en baştan paketleyip, planlayıp seri haline getirilmemişse, uzadıkça yavanlaşmaya, etkisi azalmaya başlıyor. Buna bir tür ‘Türk dizisi ruh hali’ de diyebiliriz. Malum bizde de bazı diziler güzel başlar ama iyi reyting yapınca ayarı bozulur ve giderek ‘anafikir’den bambaşka yerlerde bulur seyirci kendisini. The Twilight Saga’ serisi de biraz böyle. Ergenlik ve büyüme hallerinin ‘İnsan-vampir’ aşkı üzerinden bir kez daha tanımlandığı, araya bir de ‘Kurt adam’ın esas kıza talip olduğu hikâye hiç kuşku yok ki daha çok ‘genç kuşak’ arasında büyük beğeni kazandı. Bunu ilk üç filmin ABD’de yaklaşık 800 milyon dolar hasılat elde edişinden de anlayabiliriz. Bu üç filmin 1 milyar doları bulan ABD dışı gişesini de katarsanız ortada ‘ticari’ olarak çok başarılı bir iş olduğu su götürmez. Ama üçüncü filmde başlayan sarkmalar, bir tür ‘seyirci yolma’ taktiği olarak ikiye bölünen final serisinin ilk bölümünde de var.
Uzayıp gidiyor…
Hemen söyleyelim: Aslında 45 dakikalık bir hikâyeyi iki saate yaymak; birbirini tekrar eden sahneler ve diyaloglardan başka bir şey bırakmıyor geride. Bu bölümde ergenliğe adım atan kızımız Bella ve ‘soluk benizli’ vampir Edward nihayet evleniyorlar. Bu izdivacın Bella’nın hayatını tehlikeye sokacağını düşünen Kurt Adam Jacob ise tepki gösterir. ‘Peri masalı’ gibi geçen balayı Bella’nın hamile olduğunu anlamasıyla yarıda kalır. Böylece insan ve vampirin birleşmesinden doğacak çocuk filmin odak noktası haline geliyor. Sonrası, ‘Kurt Adamlar’ın çocuğu bir tehdit olarak algılamaları ve Bella’nın giderek bozulan sağlık sorunları. Tabii ki, Edward ve Jacob yine Bella’nın mutluluğu için ‘uzlaşmak’ zorunda kalıyorlar.
‘Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1’, tıpkı Harry Potter’ın final bölümündeki gibi bütünlüklü bir hikâye sunamadığı için uzun uzun değerlendirme yapmak da zor. Ama sonuçta, türler arasındaki gerilimin azaldığı, dolayısıyla hikâyenin temposunun düştüğü, farklı evrenlerin zenginliğinin uzlaşmaya kurban edildiği ve vampirlerle kurt adamlar arasındaki ‘sınıf savaşı’nın geri plana itildiği bir film var karşımızda. Serinin hayranları şüphe yok ki yine seyirlik birçok şey bulacaklardır, ama ‘Şafak Vakti’nin birinci bölümünün başarılı olduğunu ve ikinci film için heyecan duygusu yarattığını söylemek gerekir…
ŞENAY AYDEMİR
Radikal Gazetesi