Porto Rico Günlüğü – 1

Geçen hafta bugün 5 suları nereye gittiğimi bilmeden JFK Havaalanına doğru yol alıyordum. Canım, bana sürpriz yapmış ve doğum günüm için beni bir yerlere kaçırıyordu. Havaalanındaki kiosklarda check-in yaparken bile nereye gittiğimizi görmemem için elinden geleni yaptı.

5 saatlik gibi bir uçuştan sonra uçağımız inişi yaparken nereye geldiğimizi gelen anonsla sonunda anlamış oldum. Fatihciğim, beni Porto Rico, San Juan’a getirmişti. Birden kafam karıştı, Porto Rico bildiğim bir yer ama bir dakika neredeydi tam olarak bu yer? Hemen telefonuma sarılarak haritada nerede olduğumuzu anladım.

 

 

Hal böyleyken daha önce hiç nedir, neyin fesidir bilmediğim bu ülkeyi araştırma gereği duydum. Bu yazı vesilesi ile de size Vikipedi’den aşağıdaki bölümü kopyaladım.

Askerî tarihi, İspanyol istilacıların Taino yerlilerine saldırdıkları 16. yy.’a kadar uzanır. Porto Rikolular istilacı İngiliz, Fransız ve Almanlara karşı savundukları dört yüzyıl boyunca İspanyol İmparatorluğu tarafından yönetildi. Ada İspanyol – Amerikan Savaşı boyunca Amerika Birleşik Devletleri tarafından işgal edildi ve İspanya resmi olarak savaşı sona erdiren 1898 Paris Antlaşması gereği ülkeyi terketti. Şu an, ülke iç işlerinde bağımsız dış işlerinde Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlıdır. Bu nedenle de, ülkede ABD doları kullanılır, halk ABD pasaportuna sahiptir ve ABD sosyal sigorta kurumuna dahildir. Bununla birlikte, Porto Riko ABD başkanlık seçimlerine katılmadığı gibi vergiler iç yönetim tarafından toplanır. Porto Riko’ya gidebilmek için ABD vizesi gereklidir.

Havaalanında indikten sonra hemen taksilerle ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Biz San Juan’ın Condado bölgesinde bir otelde kalıyorduk. Bu bölge sahile yakın daha çok turistik mekanların olduğu bir bölge. Havaalanından Condado bölgesinde 17 dolarla gidebilirsiniz. Bu arada Porto Rico’da taksilerin fiyatı biraz ilginç. Bir yönden bir yöne giderken daha ucuz, aksi yönde giderken 2 dolar daha fazla ödüyorsunuz. Ancak genel olarak taksi ücretlerinin uygun olduğunu söyleyebilirim. Tabiki İstanbul ile karşılaştırmayın, New York ile kıyastan bahsediyorum. Taksicilere New York’ taki gibi bahşiş vermenize de gerek yok. Dilerseniz verin o başka tabi. Taksilerin boyutu da bizi ayrıca şaşırttı. Porto Rico’daki taksilerin boyutu bizim sarı dolmuşlarınkiyle aynı. (bknz)

Otelimizi bulduktan ve eşyalarımızı bıraktıktan sonra kısaca bir çevreyi keşif turu yaptık. Çevrede bir sürü restaurant, bar ve cafe bulunuyor. Bizim ilk durağımız yerel bir pub oldu. Hayatımın en güzel Sangriasını sanırım burda içtim. Pembe renkte, karbuzdan yapılmış nefis bir şeydi. Zaten bütün San Juan’da aşık olduğum şey müthiş ucuz ve nefis kokteyller içmek.

 

 

Karnımızı doyurduktan sonra sahile inmeye karar verdik ama ne yazıkki bütün tatil yakamızı bırakmayan yağmurun ilk halkasına yakalandık. Böylece biz de otele dönmeye karar verdik. Otelde, sabahın köründe kalktığımız için biraz dinlendikten sonra Old San Juan’ ı (adanın şirin eski evlerle ve tarihi her şeyin bulunduğu kısmı) keşfetmek için cicilerimizi giyip yola koyulduk. Şehrin en önemli restaurantlarından biri olan Marmalade’te kendimizi bulduk. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmakta fayda var zira biz uzun süre beklemek zorunda kaldık. Dolayısyla bütün gecemiz burda geçti. Aslında ben pek şikayetçi değildim bütün gece burada olmaktan çünkü gerçekten çok şık ve avrupai bir havası olan restaurantın çok güzel yemekleri ve kokteylleri vardı.

Özellikle öyle bir barmeni vardı ki tam anlamıyla işini tutkuyla yapan biriydi. Kendi keşfi olan şeyleri öyle büyük bir tutkuyla anlatıyordu ki görmeniz gerekir. Neyse yemeklere geçecek olursak hemen 4sq’a sarılarak ‘tip’ lere bir göz attık. Herkes deliler gibi Tiny White Bean Soup’ u öneriyordu. Bir de 4-5-6 course’luk menüleri öneriyorlardı. Benim de önerim eğer yolunuz düşerse 5 ya da 6 course luk bir menü almanız yönünde olacak. Böylelikle o güzel yemeklerin 5-6 tanesini keşfedebilirsiniz. Üstelik çok da uygun bir fiyatla yemeklerinizi tadıyorsunuz. Biz 5 courseluk menü için 70 dolar ödedik. Ben en çok yediğimiz mac and cheese’ e bayıldım açıkçası. Fatih’in tercihi ise risottolu levrek oldu. Cidden hoş bir tadı vardı balığın da.

 

[imagebrowser=86]

 

Bu muhteşem yemeğin ardından otelimize geri döndük ve otelimize yakın bir teras barda yapılan partiye yollandık. Porto Rico’lu kızların güzelliği ve giyim kuşamı beni cidden etkiledi. İspanyolları hep çok sevmişimdir. Porto Rico’da da yine bu insanların sıcak kanlılıkları, güzellikleri ve eğlence anlayışları bana çok tanıdık geldi.

Devam edecek…

1 Comment

Leave a Reply