Önceki yazımda kısaca adaya nasıl gidebileceğinizi ve nasıl araba kiralayabileceğiz hakkında biraz bilgi verdim. Bu yazıda ise Adayı mercek altına alıyoruz.
Ada halkı oldukça güler yüzlü ve sevecen, adaya sakin ve nezih bir hava hâkim. Tatiliniz boyunca sizi dost evine kalmaya gelmiş gibi hissettirecekler. Ada halkı da Çeşme’yle iç içe. Kimisi alışverişe kimi hastaneye Çeşme’ ye günübirlik gidip dönüyor. Halkın başta gelen geçim kaynakları denizcilik, damla sakızı ve turizm. Daracık sokakları, tarihi mirası, doğal güzellikleri, huzur dolu hayatıyla Sakız Adası unutamayacağınız anılarınıza ev sahipliği yapacak. Ortaçağ’dan kalma köyleri, şenlik ve festivalleri, yıllardır sürdürülen gelenekleri, Akdeniz mutfağının birbirinden lezzetli yemekleriyle Sakız Adası modern dünya elinin bozamadığı bir bucak. Bu el değmemişlikle bozulmadan sürdürdükleri bir diğer gelenekleri de ‘’Siesta’’. Bu nedenle öğlen 3’ten sonra restoranlar ve kafeler haricinde açık mağaza bulmak çok zor. Sadece doğal damla sakızı mağazaları açık. Gönlünüzce alışveriş yapabilmeniz için MastihaShop’ta açık olan bu mağazalardan biri. Damla Sakızı aklınıza gelebilecek veya gelemeyecek pek çok ürüne tat veriyor: Likör, tatlı, reçel, lokum, kahve ve çaylar, helvalar, zeytinyağları… Kozmetik ürünlerin de hammaddesi olan damla sakızı; kremler, sabunlar ve parfümlerin yapımında da kullanılmaktaAda lezzetli yemekleriyle de meşhur.
Restoran ve tavernalarda çeşitli deniz mahsullerinden tadarak Akdeniz’in nimetlerinden yararlanabilirsiniz.
[imagebrowser id=165]Damla Sakızı’nın yetiştirilmesi özenle yapılıyor ve bütün Ada halkı küçük büyük bu konuda oldukça hassas, tek bir parça bile ziyan edilmiyor.Damla Sakızı yetiştirilen köyleri gezerken, geziniz cumartesiye denk gelirse Mastichochoria köyleri kiliselerinde vaftiz veya evlilik törenlerini izleyebilirsiniz.
Gelelim şirin mi şirin köylere…
Anavatos
Yolu Fethiye’ye düşmüş olanlar bilir Kaya Köy’ü. Dağların tepesinde sessiz, kimsesiz, terk edilmiş bir köy’dür Kaya Köy. Çoğu ev yıkıntı haline gelmişse de ayakta durma direncinin gösteriyor hala. Karşı kıyıdaki Anavatos’ta Kaya Köy’le aynı kaderi paylaşıyor. Anavatos Ortaçağ’dan kalma kayalar üzerine kurulmuş tarihi bir köy. Geçmişte adaya sıkça yapılan korsan saldırılarından korunmak için denizden görünmeyecek şekilde inşa edilmiştir. İlk olarak savunma amaçlı yapılan bir kule ilerleyen zamanlarda gelişerek yerleşim yeri halini alır.
Mesta
Sakız Adası’nın güneybatısında yer alan sokaklarında gezerken kolayca kaybolunacak Ortaçağdan kalma tarihi bir köy Mesta. Surlarla çevrili, daracık, kaldırım taşlı sokaklarıyla gizem dolu. Labirenti andıran sokaklarında ilk kez giden biri için yol bulmak zor. Labirent şeklinde kurulmasının sebebiyse köyün korsan saldırılarına sıkça maruz kalması. Korunma ihtiyacından dolayı bu şekilde düzenlenmiş. Köye giriş çıkış eskiden tek bir kapıdan yapılabiliyormuş. Sabah gündoğumuyla açılan demir ‘’Kaptan Kapısı’’ karanlığın çökmesiyle kapanırmış. Şimdiyse o kapıdan günün her saati özgürce geçebilmek mümkün. Mesta Köyü’nün yerlileri eskiden beri süregelen gelenek ve görenekleri özenle korumuş ve yaşatmış yerlilerden. Kültürleri, hepimizin özlemini çektiği dayanışma ve sevgi temellerine dayanmakta.
Ada’ya gidip Mesta’ya uğramadan dönmek ve Mesta’ya özgü yöresel içecekleri Frappe’yi tatmamak olmaz. Mutlaka deneyin.
Bir sonraki yazımda meşhuurr Damla Sakızının hikayesini yazacağım.
