Yalçın Toroslar’ ın bozkırın sertliğinden koruduğu Adana ve Mersin bölgesi, Anadolunun süslü bir gelinliği gibi göz alıcı ve baş döndürücü.
Tarih ve doğa, Adana-Mersin bölgesinde her yerde farklı güzellikler sunar. Tarsus Şahmaran heykeli geçmişin efsanelerini günümüze taşıyor.
Adana Yağ Camii yörenin köklü anıt yapılarından. Eski Belediye Caddesi’nde, Büyük Çarşı semtindedir. Medrese kapısındaki yazıta göre 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey’ in buyruğu ile Ermeni Saint Jacgues Kilisesi’ nden camiye çevrilmiştir. 1525 yılında minaresi 1558’ de Piri Paşa tarafından medresesi yaptırılmıştır. Camiye önceleri Eski Camii denirdi. Sonra Yağ Camii adını aldı. Selçuklu Ulu Camileri tipindedir. Son cemaat yeri dikdörtgen biçiminde dört sıra sütunla beş nef’ e (sahn’ a) ayrılmaktadır. Avlu kapısı bu sade caminin yanında bir anıt gibi büyük ve görkemlidir. Medresesi dershane, mutfak, yatakhane ve çeşitli odalardan oluşmaktadır.
Anadolu’nun zenginliklerine düşkünseniz, keşfetmeye tutkunsanız ve bunun yanı sıra deniz, kum, güneş, tarih, dağ ve lezzet de olsun diyorsanız buyurun tarihin Kilikya Bölgesi olarak adlandırıldığı topraklara…
Türkiye’nin büyük kentlerinden biri Adana. Ülkeyi besleyen bereketli Çukurova burada. Yumuşak iklimi ve verimli topraklarıyla binlerce yıllık bir yerleşim burası. Bir cümleyle anlatmak gerekirsen yeryüzü cennetlerinden biri denilebilir Adana için. Yaşayan, yüzü sanata dönük bir şehir günümüz Adana’ sı. Geçmişine bakınca da aslında aynı durumun geçerli olduğu görülüyor. Adana Arkeoloji Müzesi ve Misis Mozaik Müzesi geçmişin görkemli sanatını gözler önüne seriyor. Adana kelimenin tam anlamıyla bir müze kent. Ramazanoğlu Konağı, Yağ Camii, Hasan Ağa Mescidi, Ulu Cami, Taşköprü ve tarihi Adana evleri kentte mutlaka görülmesi gereken tarihi mekânlar.
Zengin bitki örtüsü ve yaban hayatı ile endemik türleri Adana’yı Akdeniz kıyılarından Torosların yüksekliklerine kadar sarıp sarmalar. Mevsim kış ise Pozantı’ da doyumsuz kar manzaraları farklı bir dünya sunar. Bahar ise çok erken gelir Adana’ya. Kış sanki acelesi varmış gibidir, fazla kalmaz buralarda. Yeşilin her tonunu sergileyen bir doğa festivali mart ayının başlarında çiçeklerle başladığını ilan eder. Doğada rastlanılması artık ne yazık ki çok zor olan turaç, vaşak, porsuk, sırtlan ve birçok kuş türü Adana doğasında halen yaşıyor.
Adana gezilirken kent merkezi ile sınırlı kalmayın sakın. Çok yakınlarınızda keşfedilecek ve sizi farklı dünyalara götürecek zenginlikler saklı! Antik çağlardan Ortaçağ’a kadar büyük bir yerleşim olan Misis, kaleleri ve gözetleme kuleleri ile Kozan, Toroslar üzerindeki tarihi Antakya yolunu kesen Haçlı Dönemi’ nden kalan Yılankale, Ceyhan’ daki Osmanlı eseri Kurtkulağı Kervansarayı ile Kozan’ daki kaleler ve Hoşkadem Camii Adana’ nın kültür hazineleri. Yumurtalık, Karataş, Tufanbeyli ve Alaşehir’ deki zenginlikleri keşfetmek ise size düşüyor.
Akdeniz, Arap ve Türk mutfaklarının kesişme noktası olan bu coğrafyada yöresel birçok tat mevcut. Et yemekleri, özellikle Başrol oyuncusu Adana Kebabını tabiki, Adana’ da yemelisiniz. Kentin birçok noktasında kebabıyla meşhur lokanta mevcut. Mevsimine göre doğal otlar ve sebzelerle de yapılan yemekleri de deneyimleyebilirsiniz. Adana’ nın meşhur içeceği şalgam suyu mor havuç, bulgur ve şalgam turbundan hazırlanıyor. Sağlığa faydalı bu geleneksel içecekten Adana ve Tarsus’ ta bolca içebilirsiniz.
Adana ile Mersin birbirlerine oldukça yakın kentler. Adana’ nın doğa zenginliği ve kültürel çeşitliliği Mersin’ de de devam ediyor. Kız Kalesi Mersin’ in sembollerinden. Ancak emin olun bu kentte çok daha fazlasını bulacaksınız! Mersin kent merkezi modern görünümü ile bir dünya kenti. Çevresi ise onlarca antik kent ve ören yeri ile tarihin topraktan fışkırdığı bir zenginliğe sahip. Kenti gezmeden önce meşhur tantuni kebabını denemekte yarar var.
İlk yerleşimin M.Ö 4. yüzyılda olduğu belirlenen Kız Kalesi Mersin’ in Erdemli ilçesi yakınlarında. Yakın geçmişte restore edilen Kız Kalesi kıyıdan yaklaşık 500 metre açıktaki bir kayalığın üzerine inşa edilmiş.
Adana’dan Mersin’e doğru gelirken ilk durak Tarsus. Binlerce yıldır bu isimle varolan Tarsus medeniyetlerin buluşma noktası. Hristiyanlığın kurucu isimlerinden Aziz Pavlus, Tarsuslu. Adını taşıyan kuyu ve kilise Tarsus’ u dünya çapında bir inanç merkezi kılıyor. Danyal peygamberin gizli türbesinin bulunduğu Makam Camii, Roma dönemi mitra inancının dünyadaki ayakta kalabilen nadir örneklerinden Donuktaş Tapınağı, Antik yol, Yediuyurlar olarak da bilinen Ashab-ı Kehf Mağarası Tarsus’ tayken mutlaka görülmeli. Okaliptüs ormanlarından geçilerek ulaşılabilen Tarsus sahili ise bâkir kumsalı ve koylarıyla sessizliği sadece dalga ve kuş cıvıltılarının bozduğu bir saklı cennet.
Silifke, adını Antik Selevkos Hanedanlığı’ ndan alan Silifke’ de Mersin’ in binlerce yıllık bir başka hazinesi. Roma tapınağı, Alaaddin Camii, Göksu Deltası Silifke’ de ilk aklan gelen ziyaret yerlerinden. Mersin Kız Kalesi’ nden Silifke yönüne doğru ilerlerken ulaşılan Şeytan Deresi Vadisi’ ndeki M.S. 2. yüzyıla tarihlendirilen kayalara oyulu erkek, kadın, çocuk ve keçi kabartmaları ile Aya Tekla ve Cambazlı Kiliseleri Silifke’ yi de tıpkı Tarsus gibi inanç turizminin önemli noktalarından biri kılıyor.
Adana Mersin havzası uygarlığın izini takip edebileceğiniz bir bölge. Geçmişi neredeyse insanlık tarihi ile aynı olan bölgede semavi dinlerin eserleri, doğanın dört mevsim cömertçe sergilediği güzellikleri bir arada yaşıyor. Adana adını mitolojide Uranus’ un oğlu Adanus’ tan almış. Toros Dağları’ ndan doğup toprağı suya doyurup Akdeniz’ e karışan Seyhan Nehri Adana’ nın Nil’ i adeta. Mersin ise Tarsus ve Silifke gibi büyük uygarlık merkezlerini barındırıyor. Tek yapmanız gereken size en uygun zamana bir bileti almak!