Yaz Sonuna Film Listemiz Hazır!

Geldik mi yaz aylarının sonuna, o son ayında sonuna? Geldik valla. Benim gibi yeşili, masmaviliği sevenlerin hüzün günleri, sonbaharın sarı hüznünü sevenlerinde sevinç günleri başladı yavaş yavaş. Aslında her mevsimin başka bir güzelliği vardır ama kalbimizi, ruhumuzu kuş gibi kanatlandıran bir mevsimimiz vardır. Benim de yaz mevsimi işte. Hal böyle olunca bende yaz bitmeden izlemediğimiz ya da ne izlesek diye düşünenlerimiz vardır dedim bu sefer de minik bir film listesiyle geldim karşınıza. Çenemi tutabilirsem spoiler vermeden tavsiye etmeye çalışayım. Yaz Sonuna Film Listemize haydi bir bakalım.

Aklıma gelmişken öyle şu ödüllü şu oyuncunun şurada ödül almış şu filmi diye klişe bir liste beklentisine girmeyelim aman. Hayal kırıklığı olur. Zaten sinema eleştirmenliğiyle uzaktan yakından alakam da yoktur. İzledim, sevdim, iyi dediğimi kötü dediğimi paylaşacağım sadece sizlerle o kadar dostlar.

                      42

42-Wallpaper

Yakın zamanın dünyasından bir film. Hem içinizi acıtacak, hem içinizi ısıtacak. Bugün özgürlüklerin ülkesi!  olan Amerika’nın çok değil 50-60 yıl öncesindeki ırkçılığını konu almış filmimiz. Yer yer sinirlenip, kahredeceksiniz yer yer de içiniz ısınacak, bir anda insan sevgisiyle dolup taşacaksınız. En azından benim öyle oldu.

                  City of God

city-of-god

Rio de Janeiro’nun arka sokaklarında uyuşturucu, silah kaçakçılığı, cinayetler ve yoksulluğun içinde yaşayan bir sürü çocuk… Aralarından da bir tane çocuk. Henüz bebekken şiddetle tanışan çocukların arasında masum kalmaya çalışan bir çocuk..Onun gözünden onun hayat hikayesini dinliyoruz. Mükemmel bir kurgu, mükemmel bir yönetmenle birleşince enfes bir hikaye çıkıyor ortaya. Sonra yine bir içimiz ısınıyor.

 

                 Good Will Hunting

good-will-hunting

Bir matematik dehası, hırslı ve iyi kalpli bir profesör ve kendini hayata kapatmış bir psikolog… Henüz Robin Williams yeni aramızdan ayrılmışken, onun güzel oyunculuğunu yad etmek için harika bir film.

Sisteme karşı bir matematik dehası, onu keşfeden bir profesör. Profesörümüz bu genç dehanın hayata bakışı anlayamadığı için psikoloğumuzdan onu bilime kazandırmak için yardım ister. Ve olaylar gelişir. Tipik Hollywood filmlerinden farklı olarak bize gerçekten içinde yaşadığımız sistemi sorgulatan bir bakış açısıyla ilerler film.

 

                  In a Better World

          in_a_better_world   

                İsveç-Danimarka ortak yapımı bir film. Birbirinden uzak iki apayrı coğrafyada, Afrika ve Danimarka’da geçiyor hikaye. Birbirinden uzak bu iki kültür önce ayrı ayrı bize aktarılırken, ortak bir nokta da mesafeler aradan kalkıyor bir anda: Şiddet.

                Intouchables

intouchables

2011 yapımı bir Fransız filmi. Tüm vücudu felçli zengin bir adam ve iş arayan bir genç adam. Film yer yer en derinlerinize dokunacak yer yer yüzünüzü güldürecek. Her ne kadar komedi türünde geçse de aslında tüm o kahkahalarınızın arasında bir şekilde sizi hüzünlendiriyor. İnsanlığınızı sorgulatıyor, elinizdekileri bi’ gözden geçirtiyor. İki uç hayatın nasıl birleştiğini izliyoruz. Tüm karakterler o kadar doğal işlenmiş ki filmde hiçbiri hiçbir yerde eğreti durmuyor. Film aslında o kadar doğal ve net ki… İzlediğinizde arşivlerinizde ilk sıraları alacağına eminim dostlar.

                Red

red

Mükemmel oyuncuları eğlenceli bir hikayede bir araya getirmiş yapıt. Aksiyon, komedi ve aşk bir arada. Ağustos bitmeden bir pazar günü evde kalırsanız oturup izleyin. Mesaj kaygısı yok, eleştiri kaygısı yok. Mükemmel bir kadro mükemmel bir senaryo ile doğal ve tadında işlenmiş bir film. Stres atmak ve eğlenmek için ideal bir seçim.

Saving Mr. Bank

saving-mr-banks

Prensiplerine ve adabı muaşerete sonuna kadar bağlı bir kadın; özetle kasıntı bir yaşlı teyze. Sonra bir bakmışız o teyzenin çocukluğu, sonra yazdıkları. Disney’in içinden çıkıp gelmiş bir hikaye. Mükemmel bir görsellik. Falan filan derken asıl konuya gelelim. Bir gün bu teyzenin kitabı filme aktarılmak isteniyor. Bununla beraber kocaman kasıntı teyzenin ruhuna, kalbine dokunuyoruz. Babasına aşık bir kız çocuğunun onu hala nasıl korumak istediğini eğlenceli ve duygulu bir şekilde anlatmış bize. Eğer baba-kız ilişkinize benzerlikler yakalarsanız içinize daha bi’ çok dokunuyor bu film. Hatta gözyaşlarına bile boğabilir.

 

               This is the End

THIS-IS-THE-END

Eğlenceli bir absürt komedi. Film hakkında eleştiriler çok farklı. Genel bir kanı yok ortada fakat ben kendi açımdan söyleyecek olursam da dünyanın en mükemmel komedisi değil fakat oldukça eğlenceli bir film. Hatta şöyle özetleyebiliriz: Hollywood’lu birkaç oyuncu arkadaş bir araya gelmiş ” ya biz hem eğlenelim film çekelim hem de para kazanalım.” demişler ve böyle bir şey ortaya çıkmış.

Umarım seyirlik bir listemiz olmuştur.  Yaz bitmeden izlemeye bir şeyler yetiştirmek istedim dostlar. Sever de izlerseniz ne mutlu, sevmeyip izlemezseniz de bir sonraki listede gönlünüzü hoş edebilmek dileğiyle. Esen kalın!

Gülşah Satun

Gülşah Satun, Ankara Üniversitesi'nde sosyoloji bölümü öğrencisi. Sıradanlığa, kalıplara, önyargılara ve sorgulamayan akla düşman, varoluşa hayran... Ankara'nın bozkırına "sosyolog olcam ben" deyip gelmiş hatun kişisi. Sosyolog olcam derken düşe kalka gittiği yolda bizimle karşılaştı ve Kadınım Mutluyum deyip bu mutluluğunu diğer kadınlarla da paylaşmak için yol arkadaşımız oldu. Toplumlu, kalıplı, ataerkilli, femisitli bi' şeyler demek isterseniz, aslında herhangi bir şey söylemek isterseniz [email protected]'dan ulaşabilirsiniz.

No Comments Yet

Leave a Reply