Merhabalar 🙂
Bugün sizlere hayranı olduğum bir tasarımcıdan bahsetmek istiyorum. Kim mi? Tabiiki de Tom Ford 🙂
17 yaşında başlıyor Tom Ford’un serüveni. Sanat tarihi okumak için New York’a geliyor. 1 yıl sonra Bu bölümün kendine göre olmadığına kara verip televizyon reklamlarında yol almaya başlıyor. Ve nihayet 1 yılın sonunda Parsons School of Design’da mimarlık okumaya başlıyor. Mimarlığın son yılında ani bir fikir değişikliğiyle moda okumaya karar veriyor ve 6 ayını Paris’te geçiriyor. Mezun olduktan sonra Chloe şirketinin halkla ilişkiler bölümünde çalışmaya başlıyor. Fakat aklından modayı bir türlü çıkaramıyor ve 1 ay boyunca tasarımcı Cathy Hardwick’in kapısını aşındırıyor. Sonunda ne yapıp edip Hardwick’in asistanı olmayı başarıyor.Böylece moda dünyasındaki macerasına ilk adımı atmış oluyor. Bir süre burda çalışmaya devam eden Ford ismini asıl duyurmasını sağlayan Gucci’ye geçiyor. O zamanlar bir hayli vasat durumda olan Gucci’yi tabir yerindeyse baştan yaratıyor. Gucci’nin Yves Saint Laurent’e geçmesiyle birlikte YSL’nin baş tasarımcısı olan Tom Ford 2004’e kadar Gucci’nin kralı oluyor. Sonrasında ani bir kararla istifa eden başarılı tasarımcı kendi markasını yaratıyor ve Parfümlerinden, gözlüklerine yaptığı herşeyle moda dünyasındaki asıl yerini alıyor. Gerçekten imrenilerek bakılacak bir başarı öyküsü olan Tom Ford, başarısını yeteneğine değil çok çalışmasına bağlıyor.
Benim de hayranlıkla takip ettiğim tasarımcı Londra Moda Haftası’nda yine esmiş savurmuş. Koleksiyonunu hayranlıkla inceledim ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. Kimbilir belki birgün, biryerde karşılaşırım onunla 🙂
görüşmek üzere 🙂
[imagebrowser id=132]