Son yıllarda güzelliği, çılgınlığı, neşesiyle podyumların vazgeçilmez ismi haline gelen Cara Delevingne podyum dışınada da enerjisini gösterecek kıyafetler tercih ediyor. 22 yaşını daha doldurmayan, gençliğinin enerjisini dışarı yansıtan ve sıra dışı güzelliğiyle dikkat çeken Cara’nın stilini yakından inceledik.
Cara İngiltere’nin asil ailelerinden gelmesine rağmen oturaklı bir yaşam tarzına sahip değil. Tamamen sadelikten oluşan hayatının içinde renkleride bolca barındırıyor. En son Met Gala’da giydiği sade ve cesur kıyafetle dikkatleri üzerine çekmişti. Detaylar için Met Gala yazısını okumayı unutmayın.
Gece hayatıda gündüzleri kadar enerjik. Bol tişörtler ve jeanler Cara’nın vazgeçilmezleri. Bol tişörtlerin yanında yazılarla mesajlar veren tişörtlerle sık sık karşımıza çıkıyor. Güzel fiziğini günlük hayatta neredeyse hiç göstermiyor. Siyah ise onunla birlikte iç karartıcı bir renk olmaktan çıkıp enerjik bir hal alıyor.
Cara’nın bir diğer tutkusu ise bereler. Gece, gündüz hemen hemen her yerde Cara’nın kafasında bir bere var. Komik, espirili, yazılı, düz bir çok modelden oluşan bir koleksiyona sahip. Her kıyafetin üstüne yakıştırabiliyor bu bereleri. Benim kişisel favorilerimse Cara’nın ön plana çıkmasını sağlayan kalın gür kaşlarıyla aynı şekilde olan beresi ve “bad hair day” yani “kötü saç günü” beresi.
Yaz yaklaşırken yırtık şortlar ve yine “Cara” tarzı tişörtlerle bol bol göremeye başladık Cara’yı. Maskülen tarzını sevimlilikle yumuşatan, erkeksi kıyafetlerini yüzünün seksiliğiyle dengeliyor. Sıcak yaz günlerinde bile beresini başından eksik etmiyor küçük hanım. ingiltere’nin yağışlı havaları yüzünden gelen bir alışkanlık olsa gerek.
Çekimlerinde bambaşka bir kadına dönüşebiliyor Cara. Bu da başta Chanel ve Burberry olmak üzere sayamayacağım kadar fazla büyük firmanın ilgisini çekiyor tabi ki. Son zamanlarda herhangi bir moda dersini elimize aldığımızda iki sayfada bir karşımıza Cara çıkıyor. Çalışmalara baktığımızda ise, ne kadar farklı çalışmalar olursa olsun, burada olması gereken isim Cara Delevingne diyoruz. İş tarzıyla, günlük tarzının neredeyse alakası yok gibi.
Cara’nın iş hayatıyla, günlük hayatı tamamen farklı aynı zamanda günlük hayatı ile özel davetlerdeki tarzı da çok farklı. Miley Cyrus gibi davetlere çılgın olmalıyım zorlaması yapmadan katılıyor. Olması gerektiğinden daha olgun, orada olmasının iş hayatıyla ilgili olduğunun bilincinde. Günlük hayatında bu kadar çılgın bir tarza sahip olup kendini bu şekilde dengelemesi karşımızda yaşına ve günlük hareketlerine rağmen, olgun bir insan olduğunu gösteriyor.
Binlerce kız arasında, bir çok elemeden geçip Victoria’s Secret’a girebilenlerin aksine, bu kadar büyük firma Cara’nın defilelerinde çıkması için özel istekte bulunuyor. Ve bu isteğin haksız olmadığını Cara’yı sahnede görünce anlıyoruz. Cara ne kadar çılgın olursa olsun podyuma çok yakışıyor.
Ve son olarak, bir çok kızın yanında yer almak isteyeceği Chanel’in koruyucu meleği şimdilerde kendi markasıyla devam eden Karl Lagerfeld ile olan resmine bakıp, bu hareketleri yapabilmek… Yanında olsam dilimin tutulacağı bir insana tavşan kulak yapmak… Güzelliğini, fiziğini, şansını, tavrını, parasını, şöhretini kıskanmadım şu resmi kıskandığım kadar.
Cara Delevingne benim için özel bir kadın neden bilmiyorum ama sevimliliği, tarzı, hareketleri beni inanılmaz çekiyor. Gençliğinin enerjisi mi desem yoksa çılgın sevimliliğinin yanında güzelliği mi bilmiyorum. Cara için söyleyeceklerim bitmez. En iyisi hazırladığım albümde Cara’nın sade, rahat ve ışıldayan tarzına bir göz atın.
[imagebrowser id=277]