Tabiat Anayı Kendi Elimizle Yok Ediyoruz

 

Tüketimin hız kesmeden arttığı dünyamız, giderek bize küsüyor. Kirlenen ve yok olan su kaynakları, rant için yok edilen yeşil alanlar, kolaylık maskesi altında hayatımızın her alanına giren plastikler…  Orman yangınları, tükenen su kaynakları, boşalan barajların haberleri… Tüm olanaklarını bize sunan tabiat anayı kendi elimizle yok ediyoruz. Coğrafi olarak şanslı bir bölgede yaşadığımız için belki de dünyanın geri kalanı gibi bu yok oluşun farkında değiliz. Fakat bir gerçek var ki; bu yok oluş belki bize değil ama çocuklarımıza, torunlarımıza büyük acılar getirebilir.

Tüm bu yok oluşun içine peki biz ne yapabiliriz? Birey olarak dünyaya ne kadar katkıda bulunabiliriz, bu tüketim çılgınlığına ne kadar dur diyebiliriz? Aslında yapabileceklerimiz hiç de az değil ve biz tek başımıza değiliz. Sokaklarda, haberlerde görmüyoruz diye kimsenin sesinin çıkmadığını, kimsenin mücadele etmediğini düşünmeyelim. Esasında çok büyük bir mücadele var dünyada.

Bireysel olarak yapabileceklerimizden bahsedelim o halde. Yine kadın olmanın gücü var elimizde. Evimizden başlayarak tüm dünyayı değiştirme gücü var elimizde. Çocuklarımıza ne verirsek onu verirler dünyaya. Bunu hiç unutmayalım ve önce onlardan başlayalım değişime.

ssorumluluk1 ssorumluluk2

Önce her şeyi sevmeyi öğretin onlara. İnsanı sevmekle başlar her şey. Saygı duymayı sonrasında. Yaşadığı yeri kendine ait bir mülk olarak değil içinde bulunduğu dünyanın bir parçası olmayı öğretin çocuklarınıza. Sonrasında zaten bu güzel öğretileri kapmış bir çocuğun yaşadığı çevreye de doğaya da saygısı, sevgisi büyük olacaktır.

ego-eco

En çok atık hiç şüphesiz mutfaklarımızdan çıkıyor. Yemek atıkları, ambalaj atıkları, cam atıkları… Bunları ayrı bir torbada biriktirip sokağımızdaki atık kutularına atıp geri dönüşüme katkı sağlayabiliriz. Sokağınızda atık çöp konteynırı mı yok? Arayın belediyenizi getirsinler efendim.

Atık yağlarımız var sonra. Lavaboya döktüğümüzde sanıyoruz ki yok olup gidiyor. Peki atık yağların aslında doğaya çok zararlı olduğunuzu biliyor muydunuz? Sadece 1 lt atık yağ 1 milyon lt temiz içme suyunu kullanılmaz hale getiriyor. Nereye dökeceğiz peki? Dökmeyeceğiz. Yine belediyemizi arayacağız hiçbir ücret istemeden onlar gelip alacaklar atık yağımızı.

Su kaynakları demişken suyu da sonsuzmuş gibi tüketiyoruz. “Sudan ucuz” deyiminin var olduğu bir kültürdeyiz gerçi çok yadırgamamak gerek bu bilinçsizliği. Ama yine acı bir gerçek yüzümüze çarpıyor: Günümüzde yaklaşık 1,3 milyar kişi su sıkıntısı çekerken, 25 yıl sonra bu sayının 2 katına çıkması tahmin ediliyor. Hal böyleyken tükettiğimiz suyun aslında havadan gelmediğini de fark etmek mecburiyetindeyiz. Banyo keyiflerimizden, temizlik sırasında harcadığımız bol sudan biraz kısmamız gerekiyor sadece. Suyumuzu kurtarmak da bu kadar kolay biliyor musunuz?

İşimizi daha da kolaylaştıralım ve küçük bir tabloyla dünyamız için neler yapabiliriz görelim.

çevre grafik

 

Tüm bu çabalar ne için diyecek olursanız, istatiklere küçük bir göz atalım                                     

                                                               SU KİRLİLİĞİ İSTATİSTİKLERİ

  • Dünyada 20 saniyede bir çocuk su ile ilgili hastalıklar nedeniyle ölüyor. Her yıl 5 yaşın altında 1.8 milyon çocuğun su ile ilgili hastalıklar nedeni ile ölmesine sebep oluyor.
  • Dünyada yılda 2 milyon ton katı atık dünya su kaynaklarına deşarj ediliyor.
  • Gelişmekte olan ülkelerde atık suların tahmini olarak %90’ı arıtılmadan nehirlere, göllere ve okyanuslara boşaltılıyor.
  • Şehirlerde yaşayan nüfusun yarısı etkili ve sürdürülebilir bir altyapı ve atıksu yönetiminden yoksun.
  • 33 megakentten 21’i hassas ekosistemlerin risk altında olduğu kıyı şeridinde yer almaktadır.
  • Dünya’da gıda üretimi için ulaşılabilir içme suyunun %70-90’ı harcanmakta ve bu suyun büyük bir kısmı içinde kirleticilerle doğaya   geri bırakılmaktadır.
  • Dünya genelinde 900 milyon insan güvenli içme suyuna ulaşamıyor.
  • Dünyada her yıl 2.2 milyon insan ishalden ölmektedir.
  • Kıyı sularındaki ve derin okyanuslardaki kirliliğin %80’inden fazlası karasal aktivitelerden kaynaklanmaktır.

Su kaynaklarının kirlenmesi, toprağında kirlenmesini beraberinde getiriyor. Su, hayatımızın her aşamasında mihenk taşı konumundadır. Bundan dolayı çevreyi korumaya önce su kaynaklarını korumakla başlamalıyız. Su kaynaklarını temiz tutmak demek aynı zamanda toprağı ve havayı da temiz tutmak demektir.

Su İsrafını Önleme Projesi Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

SU

Çevreci Üniversite misyonu ile hareket eden Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi bu kez su israfını önleme çabasında…

Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) Türkiye temsilciliğinin verilerine göre, yeryüzü nüfusunun beşte biri su kaynaklarının yanlış kullanımı ve kirlilik gibi nedenlerden ötürü sağlıklı, temiz ve içilebilir su kaynaklarından mahrum. Günümüzde yaklaşık 1,3 milyar kişi su sıkıntısı çekerken, 25 yıl sonra bu sayının 2 katına çıkması tahmin ediliyor. Söz konusu tablo, Türkiye’nin bilinenin aksine su zengini olmadığını da ortaya koyuyor. Bir ülkenin su zengini olabilmesi için kişi başına düşen yıllık ortalama su miktarının en az 10 bin metreküp olması gerekirken, bu miktar Türkiye’de yalnızca bin 430 metreküp.

Bu olumsuz tablonun önüne geçmek adına Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç öncülüğünde ve Üniversitemiz Basın ve Halkla İlişkiler Birimi koordinatörlüğünde ‘Su İsrafını Önleme’ kampanyası başlatmış bulunuyoruz. Bunun için işe en çok su tüketilen yerlerden biri olan okul lavabo ve tuvaletlerine su israfının vardığı sonuçları gösteren afişler asarak başladık. İlerleyen süreçte kampanyanın il geneline de yayılması adına gerekli çalışmaları yürütüyoruz.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

 

Haydi Yapalım

haydi-yapalım-türkiye

İllegal atık ve çöplerini temizlemek ve toplumun farkındalığını arttırmak için tek günde temizlik modeliyle Estonya’da başlayan, Dünya Temizliği  (Let’s Do It!) projesinin Türkiye oluşumu Haydi yapalım! Türkiye, gönüllüler ve destekçiler arıyor.

2012 yılında 5 ayrı noktada yapılan ve 1300 kişi katılımıyla  gerçekleştirilen organizasyonu düzenleyen  Haydi yapalım! Türkiye, 2013 yılında daha büyük bir katılım ve organizasyon hedefinde.

Haydi yapalım! Türkiye, 2013 yılı itibariyle bu proje için ekiplerine dahil olmak isteyen, sosyal sorumluluk bilinci taşıyan, gönüllü arkadaşlar arıyorlar.

Bu güzel organizasyonda gönüllü olarak yer almak isterseniz  http://www.letsdoitturkiye.org  adresinden kendilerine ulaşabilirsiniz.

Bez Torba

beztorba

Plastik torba yerine bez torba kullanın. Neden mi? Pervasızca kullandığımız plastik torbalar kuşların, balıkların, kaplumbağaların hayatlarını tehdit ediyor. Toprakta, suda birikiyor. Bir yılda,  bir birey olarak ortalama 500 plastik torba kullanıyoruz. Bu tüketime bir dur demenin plastik torbalar yerine bez torbaları kullanmanın artık tam zamanı.

Tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılan bez torbalar,  artık Türkiye’de de kullanılmalı. Bu site, bez torbaların kullanımının yaygınlaştırmayı; dolayısıyla plastik torba kullanımı azaltmayı bez torba kullanmayı alışkanlık haline getirmeyi; doğaya ve çevreye duyarlı bir yaşam tarzını benimsemeyi; ve uzun vadede geri dönüşüm bilincini kazandırmayı amaçlamakta.

Dünyayı Bez Torbanda Taşı isimli proje çevreye duyarlı, aktivist, bir grup genç tarafından 1 Mayıs 2010 tarihinde, poşet kullanan tüm bireyleri hedef alarak hayata geçirilmeye başlamıştır. Proje internet ortamı üzerinde yeterli gönüllü desteği sağladıktan sonra Türkiye’ nin tüm illerinde saha uygulamaları ile devam edecek şekilde kurgulanıyor.

Projenin gerçekleştirme sebepleri

1. Poşet torbaların çevreye yaydığı zararların büyük boyutta olması,

2. Plastik torbaların ham maddesi yenilenebilir olmayan kaynaklardan elde edilmesi,

3. Dünyada, plastik torba kullanım adedinin, yaklaşık olarak yılda 500 milyon ile 1 trilyon adet arasında olması ve bir bireyin yılda ortalama 500 adet plastik poşet kullanması,

4. Plastik poşetlerin doğaya dönüşümünün uzun yıllar alması (400-500 yıl), plastik poşetlerin deniz altındaki doğal hayatı tehdit etmesi,

5. Plastik torbaların geri kazanımının verimli olmaması,

6. Plastik poşet kullanımının doğal hayatı tehdit etmesi: Plastik poşetler ışık altında kimyasal çözünmeye uğrar ve uzun vadede meydana gelen bu çözünmeyle toprak ve suya zehir karışmakta,

7. Ülkemizde bez torba kullanma alışkanlığının olmaması

Projenin amaçları

1. Poşet torba kullanımını en aza indirmek,

2. Poşet torba kullanımının zararlarını anlatarak halkı bilinçlendirmek,

3. Bez torba kullanımını hayatın her alanında yaygınlaştırmak,

4. Alışveriş yapan her bireyin, alışveriş yaparken bez torba kullanmasını alışkanlık hale getirmesini sağlamak,

5. Doğaya zarar veren, plastik torba kullanma alışkanlığını değiştirmek.

Projenin Hedefleri

1. Bez Torba kullanımın çevreye vereceği yararın ortaya konulması,

2. Büyük market zincirleri ve market dernekleri üzerinde baskı grubu oluşturmak,

3. Konuyla ilgili yasal düzenleme için baskı grubu oluşturmak,

4. Halkı konuyla ilgili bilinçlendirmek,

5. Bez torba üretim ve satışını teşvik etmek Gelin siz de bu projenin parçası olun, doğayı koruyun.

www.beztorbakullananlar.com adresinden ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Gülşah Satun

Gülşah Satun, Ankara Üniversitesi'nde sosyoloji bölümü öğrencisi. Sıradanlığa, kalıplara, önyargılara ve sorgulamayan akla düşman, varoluşa hayran... Ankara'nın bozkırına "sosyolog olcam ben" deyip gelmiş hatun kişisi. Sosyolog olcam derken düşe kalka gittiği yolda bizimle karşılaştı ve Kadınım Mutluyum deyip bu mutluluğunu diğer kadınlarla da paylaşmak için yol arkadaşımız oldu. Toplumlu, kalıplı, ataerkilli, femisitli bi' şeyler demek isterseniz, aslında herhangi bir şey söylemek isterseniz [email protected]'dan ulaşabilirsiniz.

No Comments Yet

Leave a Reply